7 Eylül 2010 Salı

FIBA 2010: Türkiye - Fransa

Selamlar,

Pazar akşamı Biletix'in tükendi(!) yazısına rağmen, bizzat Biletix'ten bilet bularak gittiğim maç hakkında birkaç satır yazayım. Giriş cümleme dikkatinizi çekeyim, Biletix'in yok/bitti gibi açıklamalarına kanmayın! Azar azar satıyorlar biletleri.. Toplu alımı engellediklerini düşünüyorlar belki ama sırf bilet yok diye yüzlerce kişi gelmiyor maça.

Salona giderken yol üstünde "Bilet lazım mı ağbeeiiii" diye yanaşan çok oluyor zaten. Gitmeniz hayat memat meselesi ise saat 4-5 gibi Ataköy'de olun. :) Buyrun size ihbar, karaborsa yok demesin kimse sakın, kralı var..

Salon girişinde yaş ortalaması 70 olan Fransız kafilesinin ortasında kalmak ise çok kötü bir duyguydu. :D Hatta içeri bile onlarla girdim. :) Pek yabancılara da benzemiyorum ama polisler de turist sanmış olacak ki, sırt çantamı aramadılar bile. :) "Adamları geçir, bizimkileri arasınız" dedi amcamın bir tanesi. :) Bu zihniyete hiç girmiyorum, yoksa konu sapar. :)

Efendim, gel gelelim kantine. Bildiğiniz soygun yeri. Sakın benim gibi salonda yemeyi planlayıp da gitmeyin. :) Aman canım ne olacak kiiii, diyorsanız tabi siz bilirsiniz. :)

Maçı yazmayacağım ama maç esnasında yaşananlar hakkında da kısa bir iki şey yazmak istiyorum. Öncelikle NTV tarafına değineyim. :) Tam yayın yaptıkları yerin yanında oturmuşum tesadüfen. Maç öncesi ufak tefek bir kızcağız İbrahim Kutluay ve Murat Didin ile programcık düzenledi. TV'de görmüştüm kendisini daha önce yanlış hatırlamıyorsam. Ancak reklam arası verdiklerinde bir esneyişi vardı ki... :D:D 2-3 sn kadar ağzını kapatmakta tereddüt edince, o minnacık kızın ilginç görüntüsü(kocaman açık bir ağız:D) gözümün önünden gitmiyor, Allah muhafaza diyelim. :D:D NTV ile alakalı diğer bir husus ise Fuat Akdağ'ın yaşadığı sert tartışma. Gördüğüm kadarıyla Pascal Nouma'nın arkadaşı ile tartıştı, ardından da üzerine yürüdü ama araya 21 numaramız girince olay tatlıya bağlandı. :)

Maçın diğer güzel kısmı da ponpon kızların yaptığı şovlardı. Bir tanesinde kızlardan birinin potaya girip basket olmasını kesinlikle görmenizi isterdim.

Ve ve ve... :) Sıra onda. :D Maçı futbol milli takım oyuncuları da izlemeye geldi desem, kimin hakkında yazacağımı tahmin edebilir misiniz? :D Evet ondan bahsediyorum: SaRBi Sarıoğlu. :D:D Ponpon kızlarla beraber oynamaya kalkan ve beni gülme krizine sokan yüce insan SaRBi.. :) Hafif kabız olmuş edasıyla diz çöküp, havaya sıçramak suretiyle tuhaf hareketler yaptı kendisi. :D:D Ama seyirciyi de coşturdu yani, onu görüp de tuvalete giden bile olmuştur. :) Neyse konu dışına gidiyorum gene. :D Maç içerisinde yoğun ıslık ve yuhlamalar arasında her nedense aklıma SaRBi geldi ve o tarafa bakıverdim. Yüce insan SaRBi bu gürültüde cep telefonuyla konuşmaya çalışıyordu. :D:D Ama bir de efsane şut denemesi var ki zaten nete düşmüş. :D Bobiler'de de var, bakabilirsiniz. :)

Şimdilik maç yazısı bu kadar, sonra tekrar görüşürüz..

Hiç yorum yok: