16 Haziran 2012 Cumartesi

Alman Futbolculardan Anlamlı Ziyaret

Euro 2012 tüm hızıyla devam ederken, az önce okuduğum bir haberi paylaşmak istedim Alman takımıyla ilgili. Almanlar Bierhoff ve Löw başta olmak üzere futbolcularla birlikte Auschwitz Toplama Kampını ziyaret etmişler. Alman Futbol Federasyon Başkanı Wolfgang Niersbach ise şöyle konuşmuş: “Geçmişe gözlerini yumanlar, bugün kör hissedeceklerdir. Kulüplerimizde oynayan gençleri eğitmek, toplumumuzda asla antisemitizm, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğe izin verilmeyeceğini anlatmak görevimizdir". Şimdiye kadar gittiler mi bilmiyorum ama Euro 2012 vasıtasıyla reklam mı yapıyorlar yoksa samimi bir yaklaşım mı, yorum sizin. Ama geçmişleriyle yüzleşmeleri güzel olmuş.

15 Haziran 2012 Cuma

Service & Asset (Hizmet, Servis & Değer)

Akşamın son konusu da IT'den gelsin. Servis yaklaşımına kısaca değinelim. Eskiden hizmetin, servisin sahibi operasyon idi. Bir servisin değeri operasyonda, yani canlıdayken belli olurdu. Her şey IT odaklı idi ve IT de içe dönük bir yapıda idi. Service oriented yapı ile business ile IT arasında bir köprü kurulmuş oluyor.
Servis; müşteriye, müşterinin erişmek istediği çıktıları sunarak, bir değer üretmektir kısaca.
Peki asset, değer kavramını nasıl düşünmeliyiz... Asset=fit for purpose + fit for use  olarak söylenebilir. Yani bir değer sunmak için önce amaca uygun olmalısınız. Sorunu ortadan kaldırabilirsiniz, iyileştirme yaparsınız vs.
Akabinde kullanımına uygun olmalısınız. Süreklilik, güvenlik veya kapasite gibi durumlardan bir veya daha fazlasına da uygun olmalısınız. İki ana maddenin birleşiminde de bir değer üretmiş olursunuz.
Servisin tarihçesini şöyle verebiliriz= radyo/kablolar-transmisyon-core network- data center - database - middleware - application - service production

Bir servisin hayat döngüsü ise şöyledir: strategy-desing-transition(prod'a alırkenki riskler iyi yönetilmeli)-operation(operasyonel kararlılık)

Son olarak kısaca RACI Chart'a değinelim. Bu da servisin resmini görebilmek için yararlı bir tool'dur
R-responsible işi, servisi kimin yaptığı
A-accountable bir sıkıntı olduğunda kimden hesap soracağın
C-consulted kime danışacağın
I-informed bilgilendirip, bilgi alacağın

Konu çok detaylı aslında, ben ana başlıklara değindim burada sadece. Eklemek veya düzeltmek istedikleriniz olursa bana iletebilirsiniz.

Sonra görüşürüz..

Sultan Abdülaziz

Resimdeki şahısları tanıdınız mı? Bunlardan birisi Osmanlı padişahı desem? Ortada oturan ve tuhaf kıyafetlere büründürülen kişi Sultan Abdülaziz'dir. Mithat Paşa ve arkadaşlarının darbe girişimi ve Dolmabahçe Sarayı'nı kuşatmaları sebebiyle saraydan bu şekilde Topkapı Sarayı'na kaçırılmıştır. Ben arabacı kılığıyla diye öğrenmiştim ama nette bazı kaynaklar kayıkla olduğunu söylüyor; detayı bilen varsa dönüş yapabilir. Yalnız bir başka detay, Topkapı Sarayında Sultan 3ncü Selim'in öldürüldüğü odaya kapatılıyor. Varın siz düşünün psikolojisini o odadaki.

Figani

Dü ibrâhîm âmed be-deyr-i cihân; yekî büt-şiken şud yekî büt-nişân
Şüphesiz ki bu dizeler ile tanıdım kendisini. Hazır Kanuni Sultan Süleyman dönemi tv dizisinin de etkisiyle bu denli ön plana çıkarılmışken, ben de o dönemdeki bir şairden bahsedeyim: Figani.
Yukarıdaki dizeler şunu söylüyor: İki İbrahim geldi, biri put kırıcı(Hz İbrahim), öteki put dikici(Pargalı İbrahim Paşa)


Bu dizelerin nereden çıktığına gelecek olur isek... Mohaç Meydan Muharenesinin bitmesine müteakip, Pargalı İbrahim Paşa, ganimet diyerek, 3 antik heykeli İsyanbul'a getirip, bugünkü Sultanahmet'te bulunan sarayına diktirir. Tabi bu o dönem için olay oluyor(Kendisine Frenk de denmiş). Kanuni bildiğiniz üzere, babasından Halifelik ünvanını da almıştır. Yani İslamiyetin koruyucusunun karşısına putları dikmesini de bir meydan okuma olarak görmüşler. İşte bu sebepten dolayı da Figani bu dizeleri yazmıştır. Ancak bu dizeler kendisinin sonu olmuş ve Pargalı İbrahim Paşa tarafından asılmıştır.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Çintemani

Çitemani, Osmanlıların sıkça kullandığı bir desendir. Desen ifadesi hatalı da kaçabilir aslında, çünkü Timur sikkelerinde de buna benzer simgeler olduğu söyleniyor, görmedim. Çin kökenlidir. Bitişik 3 yuvarlak şekilden oluşur en kaba tabirle. :)
Buda'nın 3 gözünü temsil ettiği söylenir.
Buyrunuz efendim:

Cülus Bahşişi

Merhaba herkese,

Bugün öğrendiğim bir detayı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz üzere, bize hep anlatılan tarihte, tahta geçen padişahın yeniçerilere cülus bahşişi verdiği söylenilirdi. Nereden çıktığını, neden verildiğini vs bilmiyordum. Bu bahşiş ilk olarak 1nci Bayezid zamanında Kosova Savaşında verilmiş. Buraya kadar bilenler çıkmıştır. Ancak neden verildiği konusuna gelelim...Kosova Savaşında huzuruna gelen bir Sırp tarafından öldürülmüştü 1nci Murat hatırlarsanız(hatta bu olaydan mütevellit, Osmanlılar'da padişah huzuruna çıkanlar saray görevlileri tarafından kollarından tutularak götürülürmüş). Babasının öldüğü 1nci Bayezid'e haber verilir ve tahta çıkması istenir. Ancak hanedanlığın diğer şehzadesi Yakub'a haber verilmez ve onu öldürürler. Bu olaydan sonra, askerlerin motivasyonunu artırmak ve yeni padişahı desteklemeleri istemeden ötürü müdür bilinmez, Yıldırım Bayezid tarafından yeniçerilere cülus bahşişi verilir. Bu bahşiş zamanla gelenek halini alır ve her gelen padişah bu cülusu verir. Hatta bir efsaneye göre, saraydaki çanak çömleklerden bile akçe çıkarılmaya çalışılmış bir dönem. Çöküş sürecindeki parasızlığı düşünecek olursak, Yeniçerilerin nasıl bir mali yük getirdiğini o dönemler için, siz düşünün.