27 Ekim 2012 Cumartesi

Eski Saray & Topkapı Sarayı

Tarihi bir olaydan bahsedelim bu kez de. Birkaç e-posta gelmiş, özellikle algoritma başlıkları konusunda. Onları az önce cevapladım. Yeni algoritmalar da eklemeye çalışacağım yavaş yavaş. Mesajı aldım. :)

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u alır almaz, ilk olarak, bugünkü İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü'nün oralara saray ve binalar yaptırır. Harem de orada bulunurdu. Evi olarak da düşünebilirsiniz.
Ancak, bugünün deyimiyle, çalışma ofisi ise Topkapı Sarayında idi. Yani saray kadınları her daim devlet işlerinden uzaktı.
1540'lı yıllarda, eski saray olarak nitelendirdiğimiz, Beyazıt Sarayının orada büyük bir yangın çıkar. Şimdilerde pembe dizileri süsleyen, tarihimizin önemli figürlerinden olan Hürrem Sultan, Harem'in bir bölümünü Topkapı Saray'ına taşır. Ve o günden sonra, saray kadınlarının devlet işlerine yakınlığı başlar. Sanıyorum Muhteşem yüzyıl dizisinde sarayda hepsi bir arada yaşıyor. :) Direkt yangın sonrası dönemi ele almışlar, şayet öyleyse. :)
O günden sonra eski saray, gözden düşen cariyeleri, ölen padişahın eşlerini vs barındıran bir yer hüviyetine bürünmüş.

Yakın bir zamanda tekrar görüşmek dileğiyle... :)

Hürriyet'in Terbiyesizliği

Artık bu blog için klasikleşmiş uzunca bir aradan sonra, bir gazete haberi ile geri dönmek kısmet oldu.
Geçen Perşembe günü, sponsorsuz ve dar bütçesiyle tarih yazmaya devam eden Beşiktaşımız, şampiyonluğun en büyük adaylarından olan Barcelona Regal'e deplasmanda konuk oldu. Maç boyu 2 sayı civarında seyreden maçta, bir ara öne de geçen takımımız, 3ncü çeyrekteki küçük bir farktan ötürü 5-6 sayı geri düştü. Maç o denli yakın ve sıkı geçti ki, bu sayı farkı maç için çok fazlaydı. Nitekim son hücumlarda zorlama atışlar da girmeyince, suni 12 sayılık fark ortaya çıktı. Maçı izlemeyen, tabirim için affedin ama, embesiller 12 sayının bile Beşiktaşımız için başarı olduğunu yazmışlar. Buraya bir virgül koyalım ve diğer bir Türk-İspanyol mücadelesine gidelim.
Fenerbahçe Ülker takımı da, kendi sahasında, Real Madrid'e yenildi. Muhteşem bütçesi ve taraftar desteğine rağmen maç boyu 10lu sayılarda giden fark, son dakikaalarda inse de, yine de fener kaybetmekten kurutulamadı.
Sonuç olarak arada bariz farklar var. Şimdi gelelim Hürriyet'in haberine:
3 milyonluk takımımız 20 küsür milyon bütçeli Barca deplasmanında galibiyete yaklaşmışken, Hürriyet, küçük bir alanda, "Kartal'ın Gücü Yetmedi" şeklinde bir başlıkla bu haberi okuyucularına duyurmuş.
Fakat Fener 15-16 milyonluk bütçesiyle kendi evinde Madrid'e kaybettiğinde ise, kocaman bir alanda, "Boğa Elden Kaçtı" şeklinde aktarılıyor bu haber.

Hani hep derler ya, tarafsız gazetecilik diye. Günümüzde artık yok malum. Salt siyaset için geçerli değil bu, her alanda böyle. Gazetedeki reklamların sayısı, gazete sahipleri vs gibi nedenleri yan yana koyunca işte böyle saçma sapan, haber niteliği bile taşımayan yazılar çıkıyor ortaya. Ve ne yazık ki insanlar da bu kağıt parçalarını okumak için paralarını harcıyorlar.

Sonra Görüşürüz.