20 Eylül 2010 Pazartesi

İstanbul, İstikamet Cephen..

Akşam akşam hiç üşenmeyip weblog'u açıp da kayıt giriyorsam, bu size yazacağım konu hakkında nasıl dolu olduğumu gösterir. Eleştireceğim sadece, boşverin eleştiriyi, yakınacağım direkt!

Koca bir ilde, yolda yürümeyi bilmeyen bu kadar zeka geriliğinden muzdarip mağdurlar olduğunu tahmin etmezdim. Yok abi yok, bilmiyorlar ya ciddi ciddi.. Zaten direklerden, alakasız ağaçlardan iyice sıkışan daracık kaldırımlar, bir de yola yayılıp da yürüyen kağnılarla hiç çekilmiyor. Zaten yol dar, yolun kenarından yürüyün be. :@ Aileler yürüyor, maşallah, mehter takımı gibi.. Arkadan biri gelir, karşıdan biri gelir, nerdeeee... Onu düşünmüyorlar ki, illa izin isteyeceksin geçmek için.. O da suç işlemişsin gibi angutça bakar suratına. Az kalsın unutuyordum, bir de çifte kumrular var tabi... Lan anladık, kopamıyorsun, bıırakmıyorsun elini/kolunu, ama karşıdan biri gelince az toparlanın be! 3 kişi geçemiyor kaldırımdan, kumrularımız hiç istiflerini bile bozmuyorlar. İlla omzu geçireceksin, kendilerine gelsinler.
Bir de kaldırımsız yollar var tabi. Olay basit, bize yakın şeritten gelen araca yüzü dönük olan dışarıdan yürür. ama amcamlar bunu bile idrak edemiyorlar... Şimdi birşey derdim de, neyse...

Bu kaydı girmemin tek sebebi bu işte.. Vallahi de billahi de.. O denli uyuz oldum. Halbuki kural basit. Walking on the street-for dummies diye bir kitap çıkaracağım yakında. :)

Sonra görüşürüz..

1 yorum:

Tugrul Özdemir dedi ki...

az yazmışşın gürkan.