Efendim malumunuz Devletçilik, Atamızın bizlere miras bıraktığı ilkelerinden biridir. Genel manada, devletin çıkarlarımız doğrultusunda elzem gördüğü alanlara girmesidir denebilir. Tabi bu kadar sığ değil anlamı ama asıl amacım bu ilkeyi detaylandırmak olmadığından, böyle geçiyorum.
Geçen gün Abdi İpekçi'nin katili devlet televizyonu ve Tarkan'ın gece kulübü diye bildiğimiz TRT'nin canlı yayınına çıktı. Bu karar bir saatli bombadır. Çünkü ben de dahil olmak üzere herkesin beklentisi, o adamın özür dileyeceği, affedilmeyi isteyeceği şeklindeydi. Ancak adam çıkıyor ve kendisini övüp, kitabının reklamını yapıyor. E o zaman kendisine ve bu programda emeği geçen herkese kocaman bir YUH!
Peki bu durum hakkında Başbakan ne dese beğenirsiniz: "Bunu özel kanal-devlet kanalı diye niye ayırıyorsunuz? Devletçilik geride kaldı, özgürlükler öne çıktı..."
Yani ülkemizin Başbakanı, yıllardır böylesine bir coğrafyada ayakta durmamızı sağlayan Ulu Önderimizin devriminin bittiğini, bu devrimin "bertaraf edildiğini" itiraf etmiş oluyor. Komik olan, devletçilik bittiyse eğer, neden devlet televizyonu var ve ben neden her ay TRT vergisi adı altında soyuluyorum? Madem özgürlükler öne çıktı, madem karanlık cinayetleri işleyenler bile bu denli özgür konuşuyor, Silivri'de tutulan yazarlar da neyin nesi?
Bir kavramı ağzınıza almadan önce 1000 kez düşünün derim...
Sonra görüşürüz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder