Bir kez daha merhaba herkese. Bugün bir konu hakkında yazayım dedim en nihayetinde. :) Aslında aklımda belli bir konu yok. Hafta içinin verdiği yorgunluktan ötürü, konu belirleyecek kadar vaktim de yok. O yüzden kısa ısa soru-cevap tarzı ve\veya sıkmadan kısa bilgilendirmeler şeklinde gideyim. ;)
Network istedi canım, o yüzden network ile ilgili olsun. :) Öncelikle ilk derste hocamız şöyle bir soru sormuştu, iyi hatırlıyorum: telefon hattı nedir? :) Soruyu direkt bu şekilde alınca, biraz afallayabilirsiniz. Herkes bir şeyler söyler belki ama cevap basit: bir "ağ"dır. Genelde internet ile ağı özdeşleştirdiğimiz için bu aklınıza hemen gelmez. Veri bazında denseydi sadece internet doğru düşünülebilinirdi ancak bir ağ sadece veri demek değildir.
Yine network derslerinizde göreceksiniz 2 modelden bahsedilecek. TCP/IP Protocol Suite ve OSI Reference Model. Alttak 4 katmanları aynı. Ancak Tcp/ip suite'te 5. katman application katmanıdır ve en üst katman odur. OSI'de ise Session, Presentation ve Application katmanları mevcuttur. TCP/ip modelinde bu üç katmanın yaptıklarını tek başına Application katmanı yapar. Bu katmanları ayrı bir başlıkta inceleriz, şimdi girmeyeyim çünkü oldukça detaylıdır. İÜ Bilg. Müh. bölümündeyseniz, sınavlarda en sık bu katmanların görev ve özelliklerinin sorulduğu sorulara hazırlıklı olmalısınız. :) OSI, TCP/IP modele alternatif olarak çıkarıldı. Ancak günümüzde bu ikisine de uyumluluk aranmakta.
Bir farktan daha bahsedelim. Ama çalan muhteşem bir Yeni Türkü şarkısı var, Ömrüm Zindan İçinde adında, pek kimse bilmez tahmin ediyorum. Hatta belki çok az kişi beğenir ama bu grubun sesinden muhteşem oluyor. :) Neyse konu dağılmasın, şimdiki ayrım: client/server ve distributed.
Client/server mimariler, TCP/IP modelini kullanırlar. Server çok güçlü olduğundan(günümüz makinelerini düşünürsek), büyük Application'lara müsaittir(TCP/IP'de application katmanının, diğer modeldeki 3 katmana eş olduğunu söylemiştik.).
Distributed mimariler ise OSI kullanır. Her cihaz akıllıdır ve kendi işini yapar. Her cihaz Application, Session ve Presentation katmanlarını uygular tek tek. Her makineye bir işi tümüyle veriyorsunuz. Bütün process'i bir cihaz işler yani.
Bu noktada bir kavram daha aklıma geldi. :) Dağınık, çağrışım yaparak yazı yazınca böyle oluyor maalesef. :) Ama dert değil, fena yazı da olmadı. :) Aklıma gelen kavram: grid computing. Aynı server üzerinde process paylaşımı yapıyorsun. Yani bir process'i tek bir makineye vermiyorsun distributing'deki gibi. Bir çok process'in thread'lerini çalıştırabilir bir makine. Örnek verelim. Google'da bir arama yaptığınızı varsayın. N tane server üzerinde arama yapıyorsunuz. Bir sürü server(makine) aynı anda istediğniz şeyi arıyor. Tek process farklı cihazlara bölünmüş demektir.
Üst paragraftan sonra üç dakikalık tıkanıklık yaşadım. :D Ne yazayım diye düşnüüyorum şu an. Bu arada size bir tavsiye: Sumru Ağıryürüyen. Muhteşem bir albüm yapmış. Dinlemelisiniz bence. Heh, soru geldi aklıma.: Multimedia uygulamalarını, interactive oyunlardan ayıran nedir? ...
Düşündüyseniz cevabı okuyun. :) Birinde oyunun tamamı giderken, diğerinde görüntü değil, sadece değişiklikler gider. Bu da performansı etkiler.
Bu yazı hem weblog'u canlı tutmak, hem bizim bölüm öğrencilerini muhtemel sorulara karşı ısındırmak hem de nostalji yapmak için yazıldı. :D Özel bir konu yazdığımda zaten planlı bir şekilde daha düzgün yazarım. Düzenli bir yazı demek, hafta sonu demektir. :) Yazdıklarımdan anlamadığınız şeyler olursa çekinmeden eposta atabilirsiniz. Haa bu arada, onca laf ettiğim feysbuk'a üye oldum sonunda. :D Buraya yazmadım sanırım. :D 2 ay kadar olmuştur belki. :)
Herkese iyi akşamlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder