Merhaba tekrar. Beşiktaşımız 3-1 kazandı maçı. Bu güzel olayın şerefine ben de bir tarihi olayı ele alayım bari. :) Kısa bir konu seçtim bu seferlik: Asakir-i Mansure-i Muhammediye.
Malumunuz o dönemlerde, her yerde olduğu gibi orduda da sorunlar yaşanmaktaydı. Tımarlı Sipahiler ve Yeniçerilerin başrolde olduklarını hemen belirteyim. Bakınız, tarihi bir olayı değerlendirirken, günümüz koşullarından bağımsız düşünmeliyiz. Dolayısıyla direkt olarak suçlu olan şunlardır demek zor. Eğer suç aranacaksa, bu yetersiz yönetim kadrosunda ve yanlış politikalarında aranmalıdır. Bu sorunların asıl temeli oraya dayanır.
Tımar sisteminde, devlet toprakları sipahilere deyim yerindeyse kiralanmıştır. Bu sipahiler o toprakları işlerler, halktan devletin yerine vergi toplarlar ve tımar bölgelerinin büyüklüğüne göre asker yetiştirirlerdi. Böylece devletin her yere ulaşmasına gerek kalmıyordu. Ancak birkaç yılda bir sipahilerin tımar bölgeleri değişiyordu. Ancak biraz önce de bahsettiğim yanlış politikalardan dolayı, zamanla düzen kaybolur. Tımar sahibi sipahiler, asker yetiştirmek bir kenara, tımarlarını bırakmazlar. Yer değişikliği yapmayınca, uzun süreler o toprağın başında durmaktan, oranın sahibi olduklarının hissine kapılmışlardır. (Zaten bu bozukluk "ayan" denilen o meşhur yapılanmayı doğurmuştur.) Bir nevi toprak ağası gibi davranmışlardır. Bu davranışları bence Avrupadaki burjuvazi ile eşdeğerdir. Bu da tımar sistemini bozmuştur. Ordunun en kalabalık vurucu gücü adeta çökmüştür.
Gelelim Yeniçerilere. Tımarlı Sipahilerde Türk soyundan gelmesi esastır. Yeniçeriler ise tamamen devşirmelerden oluşur. Çoğu dönemde sayıları sabit tutulan bu ocak, zamanla hızla büyümüştür. Padişaha yakın bir kuvvet olduklarından, saray üzerinde de etkin bir rol oynamaya başlamışlardır. Her türlü modernizasyona ve yeniliğe karşı çıkmışlar; savaşlarda disiplinsiz tavırlar almaya başlamışlardır.
Bu iki güç de oldukça etkinlerdi. Takvimler 1826'yı gösterdiğinde Vaka-i Hayriye diye bilinen olay zuhur etmiştir. Bu olayı takiben Asakir-i Mansure-i Muhammediye, yani Muhammed'in Muzaffer Ordular'ı kuruldu(II. Mahmut). Bu çok kolay bir iş değil, binlerce kişiyi devre dışı bırakıyorsunuz ve yeni bir güç oluşturuyorsunuz. Zaten tepkileri en aza indirmek için de ordu isminde Hz. Peygamberimizin ismi yer almıştır. Dini motiflerin de yardımıyla bu olay hızlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.
Yeterli bence bu kadarı. :) Başka bir maç sonu tarihi olayla daha görüşene dek. :P
Hoşça kalın. :)
6 yorum:
İlginç bir yaklaşım olmuş.Tarihi nasıl sevdiniz böyle,bilgisayarcıymışsınız üstelik?
Sevdirildim dersem daha doğru olur aslında. :) Tarih hocalarım alanlarında çok iyiydiler bence. Mahmut Atik ve Mehmet Sait Emir adlarındaki iki muhteşem tarihçiden ders aldım.
Emin olun, siz de severdiniz. ;) Belki de seviyorsunuzdur da.
Aslında severim ama tarihlerle boğuşmak ilgimi çekmiyor.Dediğiniz gibi anlatımlardanda fark ediyordur. Sayenizde okumaya başladım, eğlenceli anlatmışsınız.Ara sözleri çok tuttum:) Yazılarınızı bekliyorum ;)
Öncelike bir düzeltme, "anlatımlardan DA" şeklinde yazılır. Kişisel almayın ama dikkat etmek gerekiyor.
Tarihlerle boğuşmak tarihçilerin işidir bence. Biz olayları, nedenleri ve sonuçları bilsek yeterlidir gibime geliyor.
Sizde tarihe karşı bir ilgi uyandırabildiysem ne mutlu bana. :)
Yorumlarınızı beklerim. İyi akşamlar dilerim.
Ayrı yazacağım bir dahaki sefere. :) Size de iyi akşamlar. ;)
Güzel insan kalemine sağlık
Yazı çok güzel olmuş
Çok gururlandım
Sevgiler
Yorum Gönder