1 Eylül 2011 Perşembe

Zafer Bayramı

Zafer Bayramında yazma şansım olmadı. Herkesin öncelikle 30 Ağustos Zafer Bayramını, ardından Ramazan Bayramını kutlarım. Şimdi niye önce Zafer Bayramı yazdın, diye atlayan sazan çok olacaktır. :) Herhalde o kadar kafası çalışıyordur bu arkadaşların: ulusal kurtuluş yolu, Başkomutanlık Meydan Muhaberesi, bağımsızlığa giden zafer.. Anladınız siz onu. :)

Efendim, bu görüntüyü nette gördüm ve hakikaten üzüldüm. Trabzon imiş. Şehri duyunca üzümtüm ikiye katlandı, Trabzon her zaman milli kimliğiyle öne çıkan bir şehrimizdri. İçimde hala Trabzon olmadığına dair bir umut var, umarım yanlış haberdir..
Konunun özü, birileri hedefine ulaşıyor zamanla. Bakın o şenlik havasından eser yok.

Dönemin Adliye Nazırı Ali Rüştü şöyle diyor:’Bu ordu bizim ordumuz sayılır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz!’ (Peyam-ı Sabah, 12 Temmuz 1920, F.R. Atay, Eski Saat: T. Bıyıkoğlu, Atatürk Anadolu’da; Gizli Celse Zabıtları, 4.c.)

Ali Kemal ise şunları söyleyecekti:"Türkler istiklale layık değiller, daha uzun süre büyük devletlerden birinin himayesi altında yetişmesi gerekir"

Rıza Tevfik ise şöyle saçmalıyordu:"Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır!"

Ordunun o dönemki sivil, Türk düşmanları aklıma geldi. O zaman da ordu dağıtılmış ve tamamen yok edilmek isteniyordu. Konuyu daha da deşersem siyasi yazıya döner, o yüzden Allah herkese akıl ihsan etsin diyorum.

Hiç yorum yok: