2 Ocak 2011 Pazar

Fazıl Say Noktayı Koydu

Murat Bardakçı'nın programında bir utanç yaşanmış geçenlerde. Gerçi sunanlar yaşamamış bunu ya.. Ünlü Türk Beşleri'ni duymuşsunuzdur. Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey , Necil Kazım Akses ve Ahmet Adnan Saygun... Ulu Önderimizin gayretleriyle müzik eğitimlerini almış ve bunu ulusuyla paylaşmayı görev edinmiş büyük Türk Sanatçıları. Evet, burada kullanmaktan hep kaçındığım "sanatçıları" kelimesini özellikle vurguluyorum. Bu büyük ustalardan "Türk Leşleri" diye bahsedilmiş! İnsanın kanı donuyor bunları görünce. Demek ki Fazıl Say'dan sonra ana hedef de bu imiş! Klasik Müzik yeni düşman ilan edildi böylece. Bu sözlerin ahlaksızlık boyutunu nasıl tarif etsek.. 


Büyük Usta Fazıl Say da bu çirkinliğe tepki gösterdi:

YETER!!!
Televizyona çıkıyor:
"Dünya'da klasik müzikte ilk 1000 icracıdan hiç biri Türk değildir"
diyor.
Ve tatsızlığa devam ediyor...
Tatsızlığın da ötesi.
YALAN!
Ne mi yalan?
1965 basımı bir Almanca "çağımızın en önemli piyanistleri" kitabında İdil Biret var. (150 piyanisti anlatan kitap)
2010 basımı bir Almanca "çağımızın en önemli piyanistleri" kitabında Fazıl Say var. (80 piyanisti anlatan kitap)
Borusan dörtlüsü daha yeni dünya birincisi oldu New York'ta.
Elif Şahin ve partneri daha iki ay önce dünyanın en önemli Lied Yarişması Hugo Wolf yarışmasında dünya birincisi oldu.
Leyla Gencer'i bilmeyen utansın.
Güher-Süher Pekinelleri bilmeyen utansın.
13-14 yaşında çocuklarımız ödüller
kazandı ardı ardına bu yıl.
ARTE-MEZZO kanallarında geniş-portre programlarımız yayınlandı.
Bütün orkestralarla çaldık. Çalıştık...
Ama artık insan kızıyor!
Bu adamın bir sorunu var...
Çünkü...
En büyük festivallerin hepsinde Türkler var.
En iyi orkestraların hepsinde Türkler çalıyor.
Türklerin artık çok iyi orkestrası da var.
İcracısı da var. Bestecisi de var...
Dünyada en fazla 15 müzisyen sayabilirsiniz adına festivaller düzenlenen.
Dünyada en fazla 5 müzisyen sayabilirsiniz, Çaykovski'nin konçertosunu çalıp da konserin ikinci bölümünde kendi senfonisi çalınan.
Dünyanın en seçkin festivallerinde, salonlarında "Artist in Residence -Composer in Residence" konumuna geliyoruz.
Dünyanın en seçkin CD ödüllerini kazanıyoruz.
Fransa’da, Almanya’da, Avusturya'da Japonya'da yılın CD’si, hatta yılın sanatçısı seçiliyoruz.
Yüzyılın en önemli 50 CD'si arasında seçilmişti Stravinski.
Yarışmalar kazanıyoruz.
Hiç biri yetmiyor...
Ama yani...
Döküman ortadadır.
İlk 1000 icracı diye bir "tanım" yoktur müzikte.
Öyle bir şey yok. Varsa da konuya ve gerçekliğe uzak.
Artık şu saçmalık kesilse... 

Fazıl Say

Hiç yorum yok: