11 Aralık 2010 Cumartesi

Éphémère

Merhabalar,

Yeni yaşa girmenin verdiği ağırlıkla yazıyorum bu yazıyı. :) Bu sefer doğum günü kısmını pasifleştirdim feysbukta. Ama siteden kaldırmadım. Böylece kaç tane duyarlı arkadaşım varmış göreyim istedim. :) Görmez olaydım. :D

Bu hafta nispeten daha rahat geçti ama donmaya başladık diyebilirim. Artık Aralık'ta olduğumuzu hissetmeye başladık. İyi tarafı, yaya trafiği rahatladı.. Kötü tarafı ise, araç trafiği zirve yaptı.

Haftaya dair ilk bahsedeceğim şey, en kısa zamanda Sıla'nın son albümünü edinmeniz. Yine yapmış yapacağını. Süper olmuş. En sevdiğim şarkı şu diyemiyorum bile..

Diğer bir konu yumurtalı protesto için öğrencilere edilen laflar. Ayıptır yahu. Söylüyorlar dinleyen yok, yürüyorlar dayak yiyorlar.. Bunca şeyin patlamasıydı muhtemelen o. Yumurta Saldırısı için önlem almadığı için üniversite rektör ve dekanlarına ateş püskürüyormuş meşhur zat. Rektörler veya dekanlar bağımsız kurumların başındaki kişilerdir ve eğitim işlerinden sorumludur. El pençe divan durmak zorunda değillerdir. Özel muamele beklemesi çok komik. Bugün otobüsü ateşe verip gencecik Serap'ı vahşice öldüren katili "taş atan çocuklar" yasasından yararlandırıp, sürekli dayak yiyen ve susturulmaya çalışılan gençliği dava edip tutuklatmaya çalışırsanız, ortada ciddi bir sorun var demektir. Ya algılarım bozuldu ya ülkemin olaylara baktığı yer değişiyor.
Yorum sizin.

Yarın Algoritma konusu anlatacağım bir aksilik olmazsa. Bu arada Aylin Aslım'dan Bir Çocuk Sevdim'i dinleyin derim. :) O da sağlam bir sestir.

Görüşürüz sonra.

Hiç yorum yok: