Yazı yazabileceğim son günde, kısa bir iki şey yazıp da gideyim dedim. Sürekli iletişim halinde olduğumuzdan, aklıma gelen bu "dinleme" olayını yazmak istedim.
Dinlemeye geçmeden önce şöyle bir soru sorulabilir: dinlemeye değer birşey mi anlatılıyor? :) Bu çok ayrı bir bakıştır ama karşınızdakine değer ve önem vermediğinizin de direkt kanıtıdır. :) Çünkü değerli ve önemli görülürseniz, en saçma ve gereksiz anınız/konuşmanız bile ilgiyle dinlenir. :)
Kendimden örnekle başlayayım, karşımda beni dinleyen bir insan olunca, yazma şevkim de doğru orantılı olarak artıyor. Karşıya bakınca bir duvar görmemiş oluyorum çünkü. Ancak karşımda dinlemekten ziyade geçiştiren (veyahut dinlemeyen de denebilir buna) biri olduğunda konuşmayı da haliyle istemiyorum. Bu zaten dinleyenin gözünde değersiz olduğumu göstermiş olur.
Bunu şöyle de düşünebiliriz: bir çalışan işyerinde dinlendikçe gerçek değerini anlayacak, kendini bulacaktır. Veyahut çocuklar dinlendikçe, aile içinde önemli/değerli olduğunu anlayacak ve birey olma bilinci gelişecektir. Ailesi kendisini dinlemediğinde, çocuk kendini değersiz hissedecek ve kendisini dinleyen arkadaşlarına uyacak ve belki de kötü alışkanlıklar edinecektir..
Bu konu şimdilik yeterli, kısa kısa yazılar yazacağım biraz daha muhtemelen..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder